• KÖŞE YAZILARI

  • TARİH

  • ÇEVRE

  • MİZAH

  • SİNEMA

  • MÜZİK

  • EDEBİYAT

Lhasa’nın Zamanı Umursamayan Hüzünlü Şarkıları


Her ölüm erkendir biliyorum; ama bazıları çok erken oluyor.. Lhasa de Sela güzel sesiyle paylaşacak daha çok şarkı varken, 37 yaşında göğüs kanserine yenik düştü.

Lhasa de Sela ya da müzik piyasasında daha çok bilinen ismiyle; Lhasa 27 Eylül 1972‘de New York da doğdu. Babası Meksikalı annesi ise Amerikalıydı; dolayısıyla hayatı Meksika ve ABD arasında geçti.

Müzik hayatına ilk olarak San Francisco da Greek Cafe de şarkı söyleyerek başladı; henüz yaşı 13’dü ama güzel sesiyle herkesi etkilemeyi başarmıştı. 19 yaşına geldiğinde Kanada’ya taşındı ve Montreal' de yaşamaya başladı. Yaklaşık olarak 5 yıl barlarda şarkı söyledi ve oralardan edindiği deneyimler bize ilk albümü olan ve 1997de yayınlanan La Llorona ‘yı kazandırdı. Albümünde Latin Amerika, özellikle Meksika müzikleri, doğru Avrupadaki çingene müzikleri ve alternatif rock müzikden etkileşimler vardı. İlk albümü ile beraber Kanada’da sesini duyurması ve bir çok önemli ödül kazanması uzun sürmedi.

Bir kaç yıl Avrupa ve Amerika’ da verdiği konserlerden sonra müzik kariyerini bırakıp Fransaya taşındı. Marseille’ya geldiğinde tekrar şarkı sözü yazmaya başladı. Ve yine Montreal'e dönerek ikinci albümü olan The Living Road'u 2003 de yayınladı. İlk albüm İspanyolca şarkılardan oluşurken 2. albümünde İspanyolcanın yanında İngilizce ve Fransızca da şarkılar vardı. İki albümünde satışları 1 milyonun üzerinde olmuştur. İkinci albümüyle de adını tam olarak duyuran Lhasa BBC World Music ödüllerinde En iyi Amerikan şarkıcısı ödülü gibi önemli ödülleri de almıştır. Ve son albümü Lhasa 2009 Nisan ayında Kanada ve Avrupa da satışa çıktı.

Onu ilk keşfetmem 2003 yılındaki The Living Road albümüyle oldu; sesini ilk duyduğum anda beni etkilemişti, tuhaf bir hüzün barındırıyordu sanki, ama bir o kadar da etkileyiciydi. Şarkılarında, söyleyişinde güçlü, başarılı bir kadın oluşunu gösteriyordu tam 21 ay göğüs kanseriyle savaştı ama sonunda yenik düştü. 1 Ocak 2010’da yılın ilk gününde hayatının son gününü yaşadı.





Ben sanatçıların ölümsüz olduklarına inanıyorum öldü denilse bile onlar bırakıp gitmezler bizi biliyorum; kulağımızda bir ses olarak, anı olarak, içimize işlemiş şarkılarıyla hep yaşatırız onları ama, bazı ölümler erken olur ya; O’nun bize bırakacak onca güzel şarkısı varken bu zamansız ölümü çok erken bir kayıp oldu müzik piyasasına.

Huzur için yat güzel insan....

Etiketler: , , ,

0 yorumlar

Cevap Yaz