• KÖŞE YAZILARI

  • TARİH

  • ÇEVRE

  • MİZAH

  • SİNEMA

  • MÜZİK

  • EDEBİYAT

Dersim 38 Belgeseli Sansüre Takıldı

2003’ten 2006’ya kadar süren bir çalışmanın ürünü olan “Dersim 38” belgeseli Kültür Bakanlığı tarafından yasaklandığı için gösterimi yapılamıyor. Geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanlığı Sinema Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik’in davanın avukatı Fikret İlkiz’e yasağı savunduğu ve çalışmanın belgesel niteliği taşımadığını iddia ettiği mektubu ile gündeme gelen “Dersim 38”’in yönetmeni Çayan Demirel, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Dersim olaylarını katliam olarak nitelemesinin yetersiz olduğunu, sorunun gerçekten çözülebilmesi için öncelikle siyasete malzeme edilmeden ele alınması gerektiği vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:


“Başbakanın Dersim olaylarını katliam diye nitelemesi ve 50 bin kişinin öldürüldüğünden bahsetmesi ilk başta dikkat çekici oldu. Ama bununla beraber bu belgeselin yasaklanıyor olması da bir çelişkiyi ortaya koyuyor. Var olan iktidar bunu kriminal bir vaka olarak değerlendiriyor. İktidar Dersim halkının durumunu kendince değerlendirmeye çalışıyor. Meseleyi çözme ya da doğru bir şekilde yüzleşme çabası göstermek yerine buradan siyasi anlamda bir beklentiyle hareket ediliyor. Bunun en güzel örneği bizim yaşadığımızdır."

Başbakan’ın Onur Öymen’in Dersim ile ilgili söylediklerinin ardından yapılan tartışmalarda “Dersim ile ilgili dosyaları açtırmayın” dediğini hatırlatan Demirel, “Demek ki bir dosya var. Peki bu dosyanın içeriğini niye açıklamıyor? Bir Başbakan bunu açıklamak zorundadır. Siz 50 bin insanın ölümünden bahsedip, elinizde dosyalar olduğu halde açıklamama hakkına sahip değilsiniz” dedi.

Heykel “ucube” belgesel “yasak”
Dersim’in kriminalize edilerek birilerinin üzerine yüklenmeye çalışıldığına dikkat çeken Çayan Demirel, AKP Hükümetinin samimi olduğuna inanmadığını belirtti. İfade özgürlüğünden, sanatın özgürlüğünden bahsedilen bir ortamda Başbakan’ın bir heykele “ucube” diyebildiğini ya da bir belgeselin yasaklanabildiğini kaydeden Demirel, bunların iktidarın demokrasiyi benimsemediğinin göstergesi olduğunu söyledi. Demirel’in konuşması şu şekilde devam etti:

“Var olan iktidarın sanata yaklaşımı ortada. Evet, bir sanat eserini değerlendirirken sanatçı olmaya gerek yok ama sanat kültürü almanıza gerek var. Bu aynı zamanda demokrasi kültürü ile ilgili bir şey. Bir başkasının emek harcayarak yaptığı bir şeye siz ucube diyemezsiniz. Böyle bir hakkınız yok.”

Belgeselin gösterimi yapılabildi mi?
Dersim 38 belgeseli ilk olarak 2006’da 9. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali kapsamında İtalyan Kültür Merkezi ve Nazım Hikmet Kültür Merkezinde gösterilmiş. Daha sonra Antalya Altın Portakal ve Bodrum Film Festivalinde gösterilen belgeselin Bodrum Film Festivalinden başka bir belgeselle paylaştığı bir birinciliği var. Yurtdışında çeşitli festivallerde de ve bazı üniversitelerde de gösterimi yapılmış. Ancak 2007’de durum değişmiş:

“2007’de Hrant Dink anısına yapılan Munzur Festivali vardı. Biz belgeselimizi burada gösteremedik. Çünkü emniyet öncelikle belgeseli izlemek istedi ancak biz buna izin vermedik. Emniyet izlemeden bizim filmi gösteremeyeceğimiz bize bildirildi. Eser İşletme Belgesinin olmaması gerekçe gösterildi. Festivalden döndükten sonra Eser İşletme Belgesi’ne başvurduk. O dönemde Sınıflandırma ve Değerlendirme Kurulu tarafından ticari gösterime ve dolaşıma sokulması oy birliği ile uygun bulunmadı. Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’ne bağlı söz konusu Değerlendirme Kurulu. Bunun üzerine biz de kararın iptali için dava açtık. Bu dava üç yıla yakın sürdü. Bilirkişiler tayin oldu, onlardan da olumsuz değerlendirme geldi. Sonra biz bu karara da itiraz ettik. İtiraz üzerine tekrar değerlendirildi ve dava bizim lehimize sonuçlandı. Bakanlık da bu karara itiraz etti. İtiraz kabul edilmeyince de bir üst mahkemeye taşıdılar. Şu an dava Danıştayda.”

Davanın avukatı Fikret İlkiz’in Bianette yazdığı bir yazıya karşılık Sinema Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik tarafından yazılan mektupta şu ifadeler yer alıyor:

“Bu nedenlerden dolayı, kanunların olmadığı ya da uygulanmadığı toplumlarda sağlıklı bir kamu düzeninden bahsedilemeyeceği gibi filmin, "halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklerine sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" ve gösterime girdiğinde kamu düzenini ihlal etmeye sebep olabileceği alenen görülmektedir.”

Açılımlardan dönüşüm çıkmayacak
Son olarak bir çok başlıkta gündeme gelen açılım politikalarını değerlendiren Demirel, bunların gerçek anlamda bir dönüşüme yol açmayacağını vurguladı:

“Talep edildiği ölçüde çözülebilir meseleler. Eğer sizin bir talebiniz yoksa bu işin mağduru olan insanlar olarak politikanın dışında durarak iktidar üzerinde bir zorlamanız söz konusu değilse var olan iktidar neyin demokrasisini getirebilir ki size? İktidarı zorlayacak bir aygıt lazım. Bu aygıt da benim için şu an filmlerim. Yasaklandığı ölçüde de meselenin doğru ortaya konduğuna ikna oluyoruz. Bunun dışında da, sanata ve bilime saygılı olabilme açısından bir filmin yasaklanabilmesi bu çağda bence yüz kızartıcı.”

Etiketler: , , ,

0 yorumlar

Cevap Yaz